Viyana kapılarındayız ve Merzifonlu Kara Mustafa Paşa kumandası ile 2. kuşatma. Herkesin bildiği gibi sonuç hüsran ve Osmanlı geri çekilme kararı alıyor. Giderken de bir çok eşya ve yiyeceği geride bırakıyorlar. Osmanlı gittikten sonra, kuşatma süresince surlar içerisinde zor zamanlar geçiren insanlar, Osmanlı ordusundan kalan bu eşyaları hemen alıp incelemeye başlıyorlar ve çuvallardaki kahve çekirdeklerini buluyorlar. Buldukları kahveyi, öncelikle bir gıda maddesi sanıp yemeye çalışıyorlar ancak acı bir tat ile karşılaşınca, yenecek bir şey değil diyerek yakıp yok etmeye karar veriyorlar ve yakmaya başlıyorlar. Kahveden çıkan keskin kokuyu, çevredeki Capuchin rahipleri alıyor ve hemen olaya müdahale edip, önce kahvenin öğütüleceğini sonra da kaynamış su ile karıştırılıp içileceğini anlatıyorlar. Şimdi, "Hayırdır, bu Capuchin Rahipleri nereden biliyor bu işi?" diyeceksiniz. O da şöyle; Capuchin cemaatine bağlı bu rahiplerin Sicilya'da manastırları bulunuyor ve oradan geliyorlar. İtalya'da da daha önce kahve gördükleri için kokusundan ne olduğunu anlıyorlar.
İnsanlar hemen kahveyi yapmaya çalışıyorlar ama hem oranı tutturamıyorlar hem de tadı yine acı gelince Capuchin rahipler de,"Eee o zaman tadını yumuşatmak için süt koyun" diyorlar veeeeee . .
Ta ta ta tammmm, mis gibi bir kahve 😁 İsminin nereden geldiği zaten ortada. Bu içecek türü tabi hemen İtalya'ya yayılmış ve ismine, İtalyancaya daha uygun hale getirilip (kelimenin sesli harf ile bitme kuralı) 'cappuccino' deniyor 😊 Bizim gibi kahve severlere de afiyetle içmesi kalıyor 🙏
(Not: Fotoğraf, soğuk havada saatlerce yürüyüp donduğumuz, kahve ile ısınmaya çalıştığımız bir Roma gününden 😂)
.
Comments